Koruyucu kardiyolojide hep kalp damar hastalıklarının önlenebilir olduğundan ve değiştirilebilir risk faktörlerini düzeltmemiz gerektiğinden bahsediyoruz. Hareketsiz yaşam da kalp damar hastalıklarının oluşumundaki değiştirilebilir risk faktörlerinin başında geliyor. Gerçekten de fiziksel aktivite, en çok da yürüyüş birçok yönden etki ederek kalp damar sağlığını koruyor. Düzenli yürüyüşlerle kolateral diye adlandırdığımız kalp damarlarının yan dalcıkları daha da gelişiyor. Damarların iç yüzeyini kaplayan dokunun yapısı ve işleyişi daha sağlıklı hal alıyor. Biliyoruz ki damarları tıkayan plaklar da burada oluşuyor. Ayrıca bu yürüyüşler kan basıncını da dengeliyor, kondisyonu artırarak kalp ritmini düzenliyor. Kan şekerini dengeliyor. İyi kolesterolün yükselmesini ve kötü kolesterolün düşmesini sağlıyor. Kilo vermeyi özellikle de bel çevresindeki yağları indirmeyi sağlıyor. Stresle baş edebilmeyi kolaylaştırıyor ve uykuyu rahatlatıyor. Dolayısıyla yürümek gibi en basit bir fiziksel aktivite hem hareketsizliğe bağlı riski ortadan kaldırıyor hem de stres, yüksek kolesterol, diyabet, hipertansiyon, obezite, abdominal obezite, metabolik sendrom, uykusuzluk gibi kalp damar sağlığını bozacak diğer risk faktörlerini azaltıyor.
Fiziksel hareketin kalp hastalıklarından primer korunmada rolü olduğu kesin ancak sekonder korunmadaki rolü nedir? Yani artık kalp damar hastalığı başlamışsa iş işten geçmiş mi demek oluyor? Elbette ki hayır. Hastalık daha fazla ilerlemesin ya da tedavi edildikten sonra da aynısı tekrarlamasın diye tüm diğer risk faktörlerine dikkat edileceği gibi fiziksel aktiviteyi de hiç ihmal etmemek gerekiyor.
Doktor kontrolünde planlanmalıdır
Kalp hastalarının yapacağı sporu ve egzersiz reçetesini mutlaka kendi kardiyologları vermelidir. Hastalığın derecesine ve tipine göre, ya da yapılan işleme göre doktor kontrolü altında kademeli olarak artırılacak şekilde planlanmalıdır.
Kalp hastalarının yapacağı spor ya da fiziksel aktivite programı hastalık tespitinden sonra tedavi planı yapılarak gerek stent ya da ameliyat gibi bir işlemden sonra gerekse medikal tedavisi planlanarak kardiyolog takibi ve kontrolü altında yapılmalıdır. Önce günlük aktivitelere geçiş planlanır daha sonra da kademeli olarak aerobik egzersizler, izometrik ve izotonik egzersizler planlanır.