Uğur Yıldırım / KONYA – Nisan ayında mevsimlik işçilerin yaşadıkların sorunların asgariye indirilmesi amacıyla yayımlanan genelgeye rağmen, ağırlıkla doğu ve güneydoğu illerinden işçilerin yaşam koşulları ve karşılaştıkları zorluklar dikkat çekiyor.
Mevsimlik tarım işçisi göçünün en yoğun yaşandığı kentlerin başında gelen Konya bu yıl da on binlerce işçinin akınına uğradı. Buğday, arpa, patates başta olmak üzere pek çok ürünün yetiştirildiği Karapınar ilçesindeki tarlalarda mevsimlik işçiler aileleleriyle birlikte alın teri dökmeye devam ediyor.
Günde 10-12 saat mesai
Günlük yevmiye ile çalışan işçilerin uzun çalışma saatleri ve aldıkları düşük ücretler yaşamlarını zorlaştırıyor. Günde 10-12 saat tarlada çalışan işçiler, alt yapının olmadığı derme çatma çadır kamplarında kalıyor. Mevsimlik tarım işçilerinin sıkıntılarına beraberlerindeki çocukları da ya bizzat anne babalarıyla tarlada çalışarak ya da imkansızlıklar içindeki hayat koşullarına uymak zorunda kalarak ortak oluyor. Karapınar’da zorunlu eğitim çağında olmasına karşın çok sayıda çocuk halen memleketlerinden, okullarından uzakta, ebeveynlerine yardımcı olmak tarlalarda çalışmayı sürdürüyor.
‘Bize sahip çıkın’
Çocuklarının daha iyi şartlarda yaşaması amacıyla Şanlıurfa’dan geldiklerini söyleyen Refik Başkut, “Çocuklarımız okusun, daha iyi şartlarda yaşasın diye çalışmaya geldik. Okullar açıldı ama geri dönemedik. Çalıştığımız tarlalarda paralarımızı alamadık. Bir ay daha iş var. Ondan sonra Urfa’ya döneceğiz. Çocuklarımız ancak o zaman okula başlar. Burada da yerel yöneticilerden bize sahip çıkan kimse olmadı. Çocuklarımız da okula, kreşe gitmek yerine bizimle tarlaya geliyor” dedi.
Barınma yeri yetersiz
Mevsimlik işçiler, barınma ve hijyen sorunları ile de boğuşuyor. Temiz içme suyu, tuvalet ve banyo gibi temel ihtiyaçlarını bile ilkel koşullarda karşılamak zorundalar. Kaldıkları derme çatma çadırlarda çoğu zaman aşırı sıcakla, zaman zaman da geceleri çıkan ayazla mücadeleme etmek zorunda kalıyorlar.
‘İçecek suyumuz bile yok’
Şanlıurfa’dan gelen işçilerin çavuşluğunu yapan Selman Başkut, “Kaldığımız çadır kampta içecek suyumuz bile yok. Akrepler ve sarıkızlar var. Karapınar cehennem gibi bir yer. Burada yeni doğmuş bebeklerden ihtiyar babalarımıza kadar her yaştan insan var. Geceleri böcekler ısırmasın diye cibinliklerle yatıyoruz. Duş almak lüks. 10-12 saat tarlalarda çalışan insanlar duş bile alamıyor. Kendi kazdıkları ilkel tuvaletleri kullanıyorlar. Kadınlarımız, kızlarımız hem tarımda çalışıyor hem de çocuklarına bakmak zorunda kalıyor. Bu çok uzun yıllardır yaşadığımız bir sorun ve kalıcı bir çözüm bulamadık. Yardım bekliyoruz” diye konuştu.