Son 22 yılda Türkiye büyük bir yol katetti.
Bu kapsamda yurdun 4 bir yanı ulaşım araçları ile adeta sarıldı.
Bu kapsamda yeni ulaşım yatırımları hizmete açılmaya devam ediyor.
Karadeniz ve Marmara denizlerini dünyaya bağlaması bakımından önemli bir geçiş noktası olan Çanakkale’de yeni bir eser daha hizmete girdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Seddülbahir Kalesi ve Gelibolu-Eceabat Devlet Yolu Açılış Töreni’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan törende yaptığı konuşmada önemli mesajlar verdi.
“Bölgeyi geleceğe hazırlıyoruz”
Erdoğan, “1915 Çanakkale Köprüsü ve otoyolu başta olmak üzere eserlerimizle bölgeyi geleceğe hazırlıyoruz.” dedi.
“Çanakkale Köprüsü’nü 2 milyon insan kullandı”
1915 Çanakkale Köprümüzle Marmara Bölgemizi çepeçevre saran otoyol ağını birleştirdik diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
Daha önce saatler süren yolculuğu 6 dakikaya indirdiğimiz köprüyü 2 milyon insan kullandı. Asırlar boyu hizmet edecek bir soluk borusu kazandırdık. Bölgede oluşturduğumuz potansiyelin somut sonuçlarını şimdiden alıyoruz.
“Ulaşımı 45 dakikadan 25 dakikaya düşürüyoruz”
Gelibolu-Eceabat arasının 25 dakikaya düşeceğini vurgulayan Erdoğan şöyle devam etti:
Gelibolu- Eceabad arasındaki 47 km’lik projenin 32 km’sini bugün hizmete açıyoruz. 4 tünelin açılışını da bugün yapıyoruz. Ulaşımı 45 dakikadan 25 dakikaya düşürerek ziyaretçilere büyük kolaylık sağlayacaktır. Bu yol sayesinde ülkemiz vakit ve akaryakıttan yılda 161 milyon lira tasarruf edecektir.
Türkiye’yi geliştirecek, büyütecek, hedeflerine yaklaştıracak olan bu yatırımlardır. 20 yılda ülkemize kazandırdığımız her eseri, Türkiye Yüzyılı’na giden yapıtaşları olarak görüyoruz. Daha büyük hedefler, daha büyük zaferler için ileri atılmanın eşiğindeyiz.
“Vatandaşlarımızı yuvalarına kavuşturmuş olacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
Yaşadığımız nice badireyi yine aynı şekilde birliğimizden, beraberliğimizden, kardeşliğimizden aldığımız güçle aştık. Ölenleri ebedi aleme yolcu ettik. Şimdi bir yandan enkazları kaldırıyor, bir yandan geçici barınma merkezlerinin hazırlıklarını sürdürüyor, bir yandan da kalıcı konutların inşasına başladık, başlıyoruz. İnşallah bir yıl içinde şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmış, depremzede vatandaşlarımızı yuvalarına kavuşturmuş olacağız.
Tüm bunlarla beraber ülkemizi her türlü afete, tehdide karşı daha güçlü şekilde hazırlayacak çalışmaları da yürütüyoruz. Türkiye’yi milletimizin her bir ferdini güvenli, huzurlu, müreffeh bir geleceğe kavuşturma yolundaki mücadelesinden alıkoyacak engelleri, bahaneleri birer birer ortadan kaldırıyoruz.
“Bu zafer milletimizin en zor şartlarda bile neler yapabileceğinin ispatıdır”
Dünyanın yaşadığı krizlerin önümüze çıkardığı fırsatları değerlendirebilmemiz için ihtiyacımız olan tek şey istikrar ve güven iklimine sıkı sıkıya sahip çıkmaktır. Bunu başarırsak Allah’ın izniyle hedeflerimize ulaşmamızı kimse engelleyemez.
Bundan 108 yıl önce Çanakkale geçilmez diyerek dünyanın en büyük ordularına göğüslerini siper eden kahramanlarımızın aziz hatıraları yüreklerimizde tüm canlılığıyla yaşıyor. Sadece Türk tarihini değil, dünya tarihini de değiştiren bu zafer, milletimizin en zor şartlarda bile neler yapabileceğinin ispatıdır. Devrin en büyük deniz ve kara gücünü oluşturan ordulara karşı Nusret Mayın Gemisi ile denizde, Anadolu’nun dört bir yanından gelerek Çanakkale’de saf tutmuş Mehmetçik’le karada destan yazdık.
Bu mücadelenin dünyada pek az eşi benzeri vardır. Rahmetli Mehmet Akif, kalemiyle değil, adeta kalbiyle yazdığı o eşsiz şiirinde bu savaşı, “Şu boğaz harbi nedir, var mı dünyada eşi. En kesif orduların yükleniyor dördü beşi” diye anlatıyor. Hiç şüphesiz bu aynı zamanda en büyük insan kaybını yaşadığımız savaşımızdır.
“Çanakkale ruhundan aldığımız feyzle mücadelemizi yürütüyoruz
Yine Mehmet Akif’in, “Yaralanmış tertemiz alnından, uzanmış yatıyor. Bir hilal uğruna ya rab, ne güneşler batıyor” ifadesiyle tarif ettiği bu kayıpların hüznü hala yüreklerimizdedir. Çanakkale Zaferi milletimize önce milli mücadelemizi verme ve başarıya ulaştırma, ardından bu topraklardaki son devletimiz Cumhuriyetimizi kurma şevkini aşılamıştır. Ülke ve millet olarak bize son dönemde karşılaştığımız sınamaların üstesinden gelme cesaretini ve azmini veren saiklerin başında da Çanakkale Zaferi geliyor.
Terörden sokak olaylarına, vesayet girişiminden darbe teşebbüslerine, milletimizin iradesini gasbetmeye yönelik saldırılar karşısında verdiğimiz tüm mücadelelerde Çanakkale kahramanlarını örnek aldık. Bugün de ekonomiden doğal afetlere, tüm bunlara, yaşadığımız her sıkıntıda Çanakkale ruhunu hatırlıyor, oradan aldığımız feyzle mücadelemizi yürütüyoruz. Türkiye Yüzyılı vizyonunu, üzerine inşa ettiğimiz temelin en sağlam taşlarından biri de Çanakkale’de yedi düvele karşı kazandığımız zaferdir.
“Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nı biz kurduk”
Şu anda bizler görüyorsunuz bir açık hava müzesindeyiz. Burası Seddülbahir. Ben gerek bakanımıza gerek saygıdeğer hocamıza ve ekibine özellikle çok çok teşekkür ediyorum. 10 yaşından 100 yaşına kah ordu olduk, kah tek başına canlar verdik, her taşına dünya şahit. Yılmadık, yılmayacağız. Bugün 108 yıl sonra bir kez daha şehitlerimizin aziz hatıralarını yad etmek, istiklalimize ve istikbalimize bağlılığımızı haykırmak için buradayız, Çanakkale’deyiz. Tarihe saygı duymak ve hatıraları yaşatmak, bunların sembolleri olan eserlere sahip çıkmayı gerektirir. Biz de Çanakkale Zaferi’ni kazandığımız yerlerdeki şehitliklerimizi ayağa kaldırarak, emanetleri koruyarak, kültürel mirası ihya ederek, ecdada saygımızın gereğini yerine getiriyoruz.
Bölgedeki çalışmaları daha derli toplu yürütmek için 2014 yılında Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nı biz kurduk. Faaliyete geçen Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi, çok sayıda restorasyon projesi, çevre düzenlemesi, kurulan müzeler ve verilen pek çok hizmet sayesinde bölgeyi ecdadın hatırasına yakışır bir görünüme kavuşturduk. Seddülbahir Kalesi restorasyonu da bu çalışmalardan biridir. Az önce de ifade edildiği gibi Valide Turhan Sultan tarafından 3,5 asır önce boğazın girişinde inşa ettirilen Seddülbahir Kalesi ve karşısındaki Kumkale, Çanakkale Savaşı’nda da önemli rol oynamıştır. Düşmanın ilk saldırdığı ve en son ayrıldığı yer olan bu kalenin açık hava müzesi olarak ziyarete açılmasını fevkalade isabetli olarak görüyorum.
“Gelibolu-Eceabat Yolu’nun ülkemize hayırlı olmasını diliyorum”
Geçmişini bilmeyenin geleceği kuramayacağı gerçeğinden hareketle evlatlarımızın Çanakkale Zaferi’ni kazandığımız yerleri mutlaka görmeleri, buradaki manevi havayı teneffüs etmeleri gerektiğine inanıyorum.
Geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız eserlerin her birini Cumhuriyetimizin yeni asrı için hazırladığımız Türkiye Yüzyılı vizyonuna giden yapı taşları olarak görüyoruz. Şimdi bu altyapı üzerinde daha büyük hedefler, daha büyük zaferler için ileri atılmanın eşiğindeyiz. Ecdadın emanetine işte böyle sahip çıkılır. Ecdadın aziz hatırası işte böyle yaşatılır. Ecdada işte böyle layık olunur. Gelibolu-Eceabat Yolu’nun ülkemize, bölgemize, şehrimize, şehitliklerimize gelecek ziyaretçilerimize hayırlı olmasını diliyor, yapımında emeği geçenleri tebrik ediyorum. Çanakkale Zaferi’mizin 108’inci yıl dönümünde tüm şehitlerimize ve gazilerimize, onlarla birlikte depremlerde ve sellerde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza tekrar Allah’tan rahmet diliyorum. Rabbim ülkemizi her türlü düşmandan, her türlü afetten, her türlü kazadan ve beladan muhafaza etsin diyorum.